İslam dininde Peygamberlikten sonra gelen en yüce makam olan Şehitlik; Allah
rızası için, din, vatan ve millet uğruna canını vermek demektir. Bu makama
erişmek de şereflerin en büyüğüdür.
Şehitlerimiz, bu toprakları bizlere vatan kılan, bizler hür ve bağımsız bir şekilde
yaşayalım diye canlarını veren mukaddes kişilerdir. Kuran-ı Kerim’de
Şehitlerimiz için şöyle buyrulur; “Allah yolunda öldürülenler için “ölüler”
demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.” (Diyanet İşleri Başkanlığı
Meali, Bakara Suresi 154. Ayet )
Şehitlerimiz; annelerinden, babalarından, kardeşlerinden, eşlerinden,
çocuklarından geçerek bizlere bu toprakları vatan yaptılar. Mehmet Akif Ersoy,
Çanakkale Şehitleri’ne şiirinde bu durumu en veciz şekilde ifade eder; “Vurulup
tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler
batıyor!”
Yurdumuzu kanları, canları pahasına koruyan Şehitlerimize minnet borcumuz
hiçbir zaman ödenmez. Bugün bizlere düşen Şehitlerimizin bize emanet ettiği
vatanımızı canımız pahasına korumak, yaşatmak ve yüceltmektir.
Bu vesileyle, Çanakkale’de, Milli Mücadele’de, 15 Temmuz’da, Terör
Operasyonlarında mukaddes vatan toprakları ve al bayrağımız uğruna canlarını
hiçe sayan Şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum.