GÖZ TANSİYONU (GLOKOM) NEDİR? 

SAĞLIK 24.09.2022 - 19:48, Güncelleme: 24.09.2022 - 19:48
 

GÖZ TANSİYONU (GLOKOM) NEDİR? 

Özel Star Medica Hastanesi Başhekimi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fehmi Aydoğan, halk arasında göz tansiyonu veya karasu adlarıyla bilinen glokomun, milyonlarca insanı etkileyen sinsi bir göz hastalığı olduğunu ifade ederek hastalık ile ilgili önemli bilgiler.
GÖZ TANSİYON ÇEŞİTLERİ  Glokomun farklı sınıflandırmaları var. Yaşa göre sınıflanırsa doğumsal, çocukluk dönemi ve erişkin dönemi olarak bahsetmek mümkün. Bunun yanı sıra glokom oluşum mekanizmasına göre, sıvı çıkışının olduğu yerde ön kamara açısının genişliğine ya da darlığına göre de sınıflandırılabilir. Bu tür glokomlar açık açılı glokomlar ya da dar açılı glokomlar olarak ayırmak mümkün.    BELİRTİLERİ NELERDİR?  Glokom açık ya da dar açılı olmasına göre belirtiler değişir. Açık açılı glokom sinsi bir hastalıktır. Hastalarda göz içi basıncı yavaş yükseldiği için görme siniri hasar da yavaş ilerler. Bu nedenle hastalar ağrı sızı hissetmezler. Dar açılı tip ise daha ani gelişir. Görme kaybı, şiddetli ağrı kanlanma vardır.    NASIL TEŞHİS EDİLİR?  İlk olarak hastanın göz içi basıncı ölçülür. Görme sinirinde bir hasar olup olmadığı, bu siniri hem yapısal hem de fonksiyonel açıdan değerlendiren testler yapılarak araştırılır. Görme sinirindeki hasarın anlaşıldığı en eski yöntem görme alanı testidir. Görme siniri tomografisi ve retina tomografisi (optik kohorenstomografi) daha yeni ve ileri teşhis yöntemleridir.  KİMLER KONTROLDEN GEÇMELİ?  Özellikle 35 yaştan sonra herkeste glokom olabilir. Ailede glokomu bulunanlarda, şeker hastalığı olanlarda ve miyoplarda risk daha fazladır. Bu nedenle 35 yaşında ve daha sonra 40 yaşında herkesin göz muayenesinin yapılması, risk bulunanlarda ise yılda bir kez kontrol edilmesi gereklidir.    TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR?  Tedavinin temel prensibi hastanın görmesini koruyabilmektir. Glokom tedavisi göz içi basıncını düşürerek görme sinirindeki hasarı önlemeye yöneliktir. Glokomun tipine göre tedavi şekli de değişir. Başlıca üç yol mevcuttur. •İlaç tedavisi        •Lazer tedavisi      Cerrahi tedavi   İLAÇ TEDAVİSİ     Tedavide kullanılan bir çok damla mevcuttur. Bunlar değişik mekanizmalarla göz içi basıncını düşürürler. Göz sıvısının yapımını azaltmak veya dışa çıkışını arttırmak yoluyla etki etmektedirler. Erken dönem glokom ve genç hastalarda damla tedavisi ilk seçenektir. Damlanın önerildiği biçimde ve hiç aksatmadan kullanılması gerekmektedir. Bu ilaçların bazıları astımlı hastalarda solunum zorluğu, kalp de ritim bozukluğu yapmaktadır. Bu yönden hastalar uyarılmalı ve dikkatle kullanılmalıdır.Glokomlu bir hastada göz içi basıncı damla tedavisi ile normal seyrediyorsa görme sinirinde hasar olmuyorsa, damla tedavisi sürekli ve hayat boyu devam etmelidir. Düzenli aralıklarla göz tansiyonu ve ölçümleri tekrarlanmalıdır     LASER TEDAVİSİ                                                                                                                Akut glokom krizi tedavisinde ve diğer gözün glokom krizine girmesinin engellenmesinde kullanılır. Gecikmeden uygulandığında bu yöntem çok başarılıdır. İkinci olarak kronik glokom vakalarında, göz içinde yapılan sıvının dışa çıkışını kolaylaştırmak için lazer, süzgeç benzeri dışa akım kanallarına uygulanır. Ancak bu yöntemin etkinliği ve süresi kişiden kişiye değişir. Lazer tedavisi ile yeterli basınç düşüşü sağlanamazsa cerrahi tedavi gerekebilir. Lazerin göz tansiyonu tedavisindeki bir diğer kullanım alanı ise gözün dış kısmındaki, renkli kısmın çevresindeki beyaz bölgeye lazer uygulanılmasıdır. Amaç, bu kısmın iç tarafında bulunan ve göz suyunu salgılayan siliyer cismin tahrip edilerek göz suyu üretiminin azaltılmasıdır. Özellikle zor olgular olarak bilinen; defalarca ameliyat geçirmiş, doğuştan glokomlu hastalarda, vitreoretinal cerrahi ve göz nakli yapılmış hastalarda, görmesini yitirmiş ağrılı gözlerde uygulanır. Glokom tedavisinde ilaç tedavisine yeterli cevap alınamayan hastalarda lazer, ameliyat öncesi bir tedavi seçeneğidir. Çok yüksek olmayan göz tansiyonunda etkilidir. Uygun hastalarda etkili bir tedavi alternatifidir. Lokal anestezi ile oturur pozisyonda uygulanan ağrısız bir işlemdir. Dar açılı glokomda ilk tedavi yöntemidir.   CERRAHİ TEDAVİ                                                                                                                Glokomlu bir hastada göz tansiyonu, tüm ilaç ve lazer tedavisine rağmen düşürülemiyorsa, göz siniri tahribatı ilerliyorsa ameliyat kaçınılmazdır. Göz tansiyonu çok yüksek olan ve görme sinirinde belirgin hasar olan hastalarda ameliyat ilk seçenektir. İlaç tedavisini düzenli uygulayamayan, yaşlı hastalarda da öncelikle cerrahi tercih edilebilir. Glokom ameliyatı lokal anestezi ile yapılır. Hastanın yatması gerekmez. En çok uygulanan ameliyat tekniği “trabekülektomi”dir.
Özel Star Medica Hastanesi Başhekimi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fehmi Aydoğan, halk arasında göz tansiyonu veya karasu adlarıyla bilinen glokomun, milyonlarca insanı etkileyen sinsi bir göz hastalığı olduğunu ifade ederek hastalık ile ilgili önemli bilgiler.
GÖZ TANSİYON ÇEŞİTLERİ 
Glokomun farklı sınıflandırmaları var. Yaşa göre sınıflanırsa doğumsal, çocukluk dönemi ve erişkin dönemi olarak bahsetmek mümkün. Bunun yanı sıra glokom oluşum mekanizmasına göre, sıvı çıkışının olduğu yerde ön kamara açısının genişliğine ya da darlığına göre de sınıflandırılabilir. Bu tür glokomlar açık açılı glokomlar ya da dar açılı glokomlar olarak ayırmak mümkün. 
 
BELİRTİLERİ NELERDİR? 
Glokom açık ya da dar açılı olmasına göre belirtiler değişir. Açık açılı glokom sinsi bir hastalıktır. Hastalarda göz içi basıncı yavaş yükseldiği için görme siniri hasar da yavaş ilerler. Bu nedenle hastalar ağrı sızı hissetmezler. Dar açılı tip ise daha ani gelişir. Görme kaybı, şiddetli ağrı kanlanma vardır. 
 
NASIL TEŞHİS EDİLİR? 
İlk olarak hastanın göz içi basıncı ölçülür. Görme sinirinde bir hasar olup olmadığı, bu siniri hem yapısal hem de fonksiyonel açıdan değerlendiren testler yapılarak araştırılır. Görme sinirindeki hasarın anlaşıldığı en eski yöntem görme alanı testidir. Görme siniri tomografisi ve retina tomografisi (optik kohorenstomografi) daha yeni ve ileri teşhis yöntemleridir. 
KİMLER KONTROLDEN GEÇMELİ? 
Özellikle 35 yaştan sonra herkeste glokom olabilir. Ailede glokomu bulunanlarda, şeker hastalığı olanlarda ve miyoplarda risk daha fazladır. Bu nedenle 35 yaşında ve daha sonra 40 yaşında herkesin göz muayenesinin yapılması, risk bulunanlarda ise yılda bir kez kontrol edilmesi gereklidir. 
 
TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR? 
Tedavinin temel prensibi hastanın görmesini koruyabilmektir. Glokom tedavisi göz içi basıncını düşürerek görme sinirindeki hasarı önlemeye yöneliktir. Glokomun tipine göre tedavi şekli de değişir. Başlıca üç yol mevcuttur.
•İlaç tedavisi        •Lazer tedavisi      Cerrahi tedavi
 
İLAÇ TEDAVİSİ   
 Tedavide kullanılan bir çok damla mevcuttur. Bunlar değişik mekanizmalarla göz içi basıncını düşürürler. Göz sıvısının yapımını azaltmak veya dışa çıkışını arttırmak yoluyla etki etmektedirler. Erken dönem glokom ve genç hastalarda damla tedavisi ilk seçenektir. Damlanın önerildiği biçimde ve hiç aksatmadan kullanılması gerekmektedir. Bu ilaçların bazıları astımlı hastalarda solunum zorluğu, kalp de ritim bozukluğu yapmaktadır. Bu yönden hastalar uyarılmalı ve dikkatle kullanılmalıdır.Glokomlu bir hastada göz içi basıncı damla tedavisi ile normal seyrediyorsa görme sinirinde hasar olmuyorsa, damla tedavisi sürekli ve hayat boyu devam etmelidir. Düzenli aralıklarla göz tansiyonu ve ölçümleri tekrarlanmalıdır
 
 
LASER TEDAVİSİ                                                                                                               
Akut glokom krizi tedavisinde ve diğer gözün glokom krizine girmesinin engellenmesinde kullanılır. Gecikmeden uygulandığında bu yöntem çok başarılıdır. İkinci olarak kronik glokom vakalarında, göz içinde yapılan sıvının dışa çıkışını kolaylaştırmak için lazer, süzgeç benzeri dışa akım kanallarına uygulanır. Ancak bu yöntemin etkinliği ve süresi kişiden kişiye değişir. Lazer tedavisi ile yeterli basınç düşüşü sağlanamazsa cerrahi tedavi gerekebilir. Lazerin göz tansiyonu tedavisindeki bir diğer kullanım alanı ise gözün dış kısmındaki, renkli kısmın çevresindeki beyaz bölgeye lazer uygulanılmasıdır. Amaç, bu kısmın iç tarafında bulunan ve göz suyunu salgılayan siliyer cismin tahrip edilerek göz suyu üretiminin azaltılmasıdır. Özellikle zor olgular olarak bilinen; defalarca ameliyat geçirmiş, doğuştan glokomlu hastalarda, vitreoretinal cerrahi ve göz nakli yapılmış hastalarda, görmesini yitirmiş ağrılı gözlerde uygulanır.
Glokom tedavisinde ilaç tedavisine yeterli cevap alınamayan hastalarda lazer, ameliyat öncesi bir tedavi seçeneğidir. Çok yüksek olmayan göz tansiyonunda etkilidir. Uygun hastalarda etkili bir tedavi alternatifidir. Lokal anestezi ile oturur pozisyonda uygulanan ağrısız bir işlemdir. Dar açılı glokomda ilk tedavi yöntemidir.
 
CERRAHİ TEDAVİ                                                                                                               
Glokomlu bir hastada göz tansiyonu, tüm ilaç ve lazer tedavisine rağmen düşürülemiyorsa, göz siniri tahribatı ilerliyorsa ameliyat kaçınılmazdır. Göz tansiyonu çok yüksek olan ve görme sinirinde belirgin hasar olan hastalarda ameliyat ilk seçenektir. İlaç tedavisini düzenli uygulayamayan, yaşlı hastalarda da öncelikle cerrahi tercih edilebilir. Glokom ameliyatı lokal anestezi ile yapılır. Hastanın yatması gerekmez. En çok uygulanan ameliyat tekniği “trabekülektomi”dir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekirdaginsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.