ELİFÇE
Köşe Yazarı
ELİFÇE
 

Kanlı Tarihine Rağmen Efsanevi Kont Dracula Şatosu Hala Büyülüyor!!

Kanlı Tarihine Rağmen Efsanevi Kont Dracula Şatosu Hala Büyülüyor!! Uzun zamandan beri gezilecek yerler listemdeki Romanya’nın incisi ve turizmin göz bebeği olan Kont Dracula Şatosuna  gitme fırsatı buldum.  Bran, Romanya - Romanya'nın mistik atmosferine ve tarihi zenginliklerine sahip Transilvanya bölgesinde, sırlarla dolu bir şatoya adım atmaya hazırlanın.  Efsanevi Kont Dracula Şatosu, beni adeta geçmişin karanlık yollarında bir yolculuğa çıkarttı. Transilvanya’nın merkezine adımı atmamla birlikte mistik bir atmosfer beni sardı. Bran kasabasının sınırlarında yükselen Kont Dracula Şatosu'nun görkemli silueti önümde belirdi. Şatonun kuleleri gökyüzüne doğru uzanırken, orta çağdan kalma bu tarihi yapı içimde derin bir merak uyandırdı.  Romanya’nın incisi olduğundan bahsetmiştim. Giriş kapısına ulaşmak o kadarda kolay olmadı. Bekleme sırasında etrafı da gözlemleme fırsatı buldum. Şatonun içi kadar çevresindeki manzarada büyüleyiciydi. Yemyeşil ormanlar ve etrafını saran dağlar şatonun çevresini bir doğa harikası haline getiriyor. Bu manzara şatonun terasından bakıncada size bir görsel şölen sunuyor.  Uzun süren bekleyişin ardından içeri girdim.  Kapıdan adım attığımda, içeriye gizemli bir dünyaya adım atmış gibi hissettim. Koridorların taş duvarlarından yayılan tarihin kokusu buram buram hissediliyordu. İlk dikkatimi çeken şey, şatonun olağanüstü detaylarıydı. Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak bilinen şato, büyük salonları, kavisli tavanları ve dikkat çekici oymalarıyla beni büyüledi.  Şato içinde dolaştıkça, Vlad III. Dracula'ya ait olduğu söylenen odalara doğru yönlendirildim. Bunlardan biri oldukça sade dekore edilmiş kral odası (yatak odası) o kadar ünlü olmasına rağmen şatafattan uzak ve küçüktü. Bir diğeri ise ‘’kazıklı voyvoda’’ lakabını aldığı işkence sandalyelerinin sergilendiği odaydı. Nasıl kullanıldığı ile ilgili ayrıntılara girmeyeceğim.... tek söyleyebileceğim o kurbanların yerinde olmak istemezdim. Kimbilir ne kadar acı çekmişlerdir... Bu odalarda, Kont Dracula'nın izlerini takip etmek çok heyecan verici hem ürperticiydi. Her ne kadar dracula bir efsane olsada heran biryerlerden bir vampir çıkacakmış hissine kapılıyor insan... Duvarlarda asılı olan portreler ve sergilenen antik eşyalar, geçmişin sırlarını anlatmaya devam ederken efsanevi hikayeleri de düşünmeden edemiyorsunuz. Vlad III, 15. yüzyılda Transilvanya'yı yöneten sert bir liderdi ve Romen edebiyatının en ünlü karakterlerinden biri haline gelmişti. Şatonun bazı bölümlerinde, Vlad III'e ait olduğu iddia edilen eşyalar ve izler bulunuyor. Kont Dracula Şatosu, sadece bir tarihi yapı değil, aynı zamanda popüler kültürün de merkezinde yer alıyor. Bram Stoker'ın ünlü romanı "Dracula"da yer alan şato, birçok sinema ve televizyon yapımında da önemli bir rol oynadı. Bu nedenlede, şato, tarih ve edebiyat meraklıları için gerçek ve kurgunun iç içe geçtiği bir cazibe noktası oldu. Ancak, Kont Dracula Şatosu'nun etkileyici cazibesi sadece efsanevi hikayeleri ve tarihi mimarisiyle sınırlı değil. Şato, etrafını saran Bran kasabasının da bir parçası. Bu sevimli kasaba, geleneksel Rumen kültürünü yaşatan renkli pazarları, el işi ürünleri ve yerel lezzetleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.  Şatodan bu kadar bahsetmişken isim babası Kont Dracula’danda bahsetmezsem anısına saygısızlık olur.  Vlad III, 1431 yılında Transilvanya'da doğdu. Babası Eflak Voyvodası II. Vlad Dracul'du ve ailesi Walachia (Eflak) bölgesinde iktidar mücadeleleriyle mücadele ediyordu. Genç yaşta Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolü altına girdi ve Osmanlı sarayında rehine olarak tutuldu. Bu dönemde, Vlad'ın Fatih Sultan Mehmet ile bir bağlantısı başladı. Vlad, Osmanlı sarayında geçirdiği yıllar boyunca Osmanlı yönetiminin taktiklerini ve stratejilerini öğrendi. Aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet ile tanıştı ve aralarında bir ilişki kuruldu. Vlad, Osmanlı İmparatorluğu'na olan bağımlılığını ve sadakatini göstermek için Eflak Voyvodası unvanını kazanmak için Osmanlı'nın desteğini aradı. Ancak Vlad'ın iktidarı sarsıldı ve birkaç kez tahttan indirildi. Bu dönemde Vlad, acımasız yöntemleriyle tanındı. Vlad Tepes olarak da bilinen "Kazıklı Voyvoda" olarak anılmaya başlandı. Efsaneye göre, düşmanlarını kazığa oturtarak işkence ediyor ve ölüm cezalarını uyguluyordu. Vlad'ın Fatih Sultan Mehmet ile olan bağlantısı, Osmanlı İmparatorluğu'na bağımlılığı ve sadakatinden kaynaklanıyordu. Fatih Sultan Mehmet, Vlad'ı Eflak Voyvodası olarak destekledi ve onunla ittifak kurdu. Ancak Vlad'ın yönetimi dönemsel olarak istikrarsızdı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun desteğiyle bile tahtını koruyamadı. Yerel ve bölgesel güçler, Vlad'a karşı isyanlar düzenledi ve sonunda Vlad, 1462 yılında tahttan indirildi. Vlad, Osmanlı İmparatorluğu'nun güvencesizliği nedeniyle bir süreliğine sığınak aradı ve sonunda geri dönerek kısa bir süre daha iktidarda kaldı. Fatih Sultan Mehmet'in Vlad'ı desteklemesinin sebepleri arasında bölgedeki istikrarı sağlama, Osmanlı İmparatorluğu'nun etki alanını genişletme ve diğer güçlere karşı güç dengesini koruma amacı vardı. Ancak Vlad'ın yönetimi istikrarlı değildi ve sonuçta Osmanlı İmparatorluğu, Eflak Voyvodası olarak Vlad'ı desteklemekten vazgeçti. Efsanelerin ve gerçekliğin iç içe geçtiği bu yerde Kont Dracula’nın hayaletinin hala dolaştığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam :))  
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2023 - Çarşamba

Kanlı Tarihine Rağmen Efsanevi Kont Dracula Şatosu Hala Büyülüyor!!

Kanlı Tarihine Rağmen Efsanevi Kont Dracula Şatosu Hala Büyülüyor!!


Uzun zamandan beri gezilecek yerler listemdeki Romanya’nın incisi ve turizmin göz bebeği olan Kont Dracula Şatosuna  gitme fırsatı buldum. 


Bran, Romanya - Romanya'nın mistik atmosferine ve tarihi zenginliklerine sahip Transilvanya bölgesinde, sırlarla dolu bir şatoya adım atmaya hazırlanın. 

Efsanevi Kont Dracula Şatosu, beni adeta geçmişin karanlık yollarında bir yolculuğa çıkarttı.

Transilvanya’nın merkezine adımı atmamla birlikte mistik bir atmosfer beni sardı. Bran kasabasının sınırlarında yükselen Kont Dracula Şatosu'nun görkemli silueti önümde belirdi. Şatonun kuleleri gökyüzüne doğru uzanırken, orta çağdan kalma bu tarihi yapı içimde derin bir merak uyandırdı. 

Romanya’nın incisi olduğundan bahsetmiştim. Giriş kapısına ulaşmak o kadarda kolay olmadı. Bekleme sırasında etrafı da gözlemleme fırsatı buldum. Şatonun içi kadar çevresindeki manzarada büyüleyiciydi. Yemyeşil ormanlar ve etrafını saran dağlar şatonun çevresini bir doğa harikası haline getiriyor. Bu manzara şatonun terasından bakıncada size bir görsel şölen sunuyor. 

Uzun süren bekleyişin ardından içeri girdim. 

Kapıdan adım attığımda, içeriye gizemli bir dünyaya adım atmış gibi hissettim. Koridorların taş duvarlarından yayılan tarihin kokusu buram buram hissediliyordu. İlk dikkatimi çeken şey, şatonun olağanüstü detaylarıydı. Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak bilinen şato, büyük salonları, kavisli tavanları ve dikkat çekici oymalarıyla beni büyüledi. 

Şato içinde dolaştıkça, Vlad III. Dracula'ya ait olduğu söylenen odalara doğru yönlendirildim. Bunlardan biri oldukça sade dekore edilmiş kral odası (yatak odası) o kadar ünlü olmasına rağmen şatafattan uzak ve küçüktü. Bir diğeri ise ‘’kazıklı voyvoda’’ lakabını aldığı işkence sandalyelerinin sergilendiği odaydı. Nasıl kullanıldığı ile ilgili ayrıntılara girmeyeceğim.... tek söyleyebileceğim o kurbanların yerinde olmak istemezdim. Kimbilir ne kadar acı çekmişlerdir...

Bu odalarda, Kont Dracula'nın izlerini takip etmek çok heyecan verici hem ürperticiydi. Her ne kadar dracula bir efsane olsada heran biryerlerden bir vampir çıkacakmış hissine kapılıyor insan...

Duvarlarda asılı olan portreler ve sergilenen antik eşyalar, geçmişin sırlarını anlatmaya devam ederken efsanevi hikayeleri de düşünmeden edemiyorsunuz.


Vlad III, 15. yüzyılda Transilvanya'yı yöneten sert bir liderdi ve Romen edebiyatının en ünlü karakterlerinden biri haline gelmişti. Şatonun bazı bölümlerinde, Vlad III'e ait olduğu iddia edilen eşyalar ve izler bulunuyor.

Kont Dracula Şatosu, sadece bir tarihi yapı değil, aynı zamanda popüler kültürün de merkezinde yer alıyor. Bram Stoker'ın ünlü romanı "Dracula"da yer alan şato, birçok sinema ve televizyon yapımında da önemli bir rol oynadı. Bu nedenlede, şato, tarih ve edebiyat meraklıları için gerçek ve kurgunun iç içe geçtiği bir cazibe noktası oldu.

Ancak, Kont Dracula Şatosu'nun etkileyici cazibesi sadece efsanevi hikayeleri ve tarihi mimarisiyle sınırlı değil. Şato, etrafını saran Bran kasabasının da bir parçası. Bu sevimli kasaba, geleneksel Rumen kültürünü yaşatan renkli pazarları, el işi ürünleri ve yerel lezzetleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. 

Şatodan bu kadar bahsetmişken isim babası Kont Dracula’danda bahsetmezsem anısına saygısızlık olur. 
Vlad III, 1431 yılında Transilvanya'da doğdu. Babası Eflak Voyvodası II. Vlad Dracul'du ve ailesi Walachia (Eflak) bölgesinde iktidar mücadeleleriyle mücadele ediyordu. Genç yaşta Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolü altına girdi ve Osmanlı sarayında rehine olarak tutuldu. Bu dönemde, Vlad'ın Fatih Sultan Mehmet ile bir bağlantısı başladı.
Vlad, Osmanlı sarayında geçirdiği yıllar boyunca Osmanlı yönetiminin taktiklerini ve stratejilerini öğrendi. Aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet ile tanıştı ve aralarında bir ilişki kuruldu. Vlad, Osmanlı İmparatorluğu'na olan bağımlılığını ve sadakatini göstermek için Eflak Voyvodası unvanını kazanmak için Osmanlı'nın desteğini aradı.
Ancak Vlad'ın iktidarı sarsıldı ve birkaç kez tahttan indirildi. Bu dönemde Vlad, acımasız yöntemleriyle tanındı. Vlad Tepes olarak da bilinen "Kazıklı Voyvoda" olarak anılmaya başlandı. Efsaneye göre, düşmanlarını kazığa oturtarak işkence ediyor ve ölüm cezalarını uyguluyordu.
Vlad'ın Fatih Sultan Mehmet ile olan bağlantısı, Osmanlı İmparatorluğu'na bağımlılığı ve sadakatinden kaynaklanıyordu. Fatih Sultan Mehmet, Vlad'ı Eflak Voyvodası olarak destekledi ve onunla ittifak kurdu. Ancak Vlad'ın yönetimi dönemsel olarak istikrarsızdı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun desteğiyle bile tahtını koruyamadı.
Yerel ve bölgesel güçler, Vlad'a karşı isyanlar düzenledi ve sonunda Vlad, 1462 yılında tahttan indirildi. Vlad, Osmanlı İmparatorluğu'nun güvencesizliği nedeniyle bir süreliğine sığınak aradı ve sonunda geri dönerek kısa bir süre daha iktidarda kaldı.
Fatih Sultan Mehmet'in Vlad'ı desteklemesinin sebepleri arasında bölgedeki istikrarı sağlama, Osmanlı İmparatorluğu'nun etki alanını genişletme ve diğer güçlere karşı güç dengesini koruma amacı vardı. Ancak Vlad'ın yönetimi istikrarlı değildi ve sonuçta Osmanlı İmparatorluğu, Eflak Voyvodası olarak Vlad'ı desteklemekten vazgeçti.


Efsanelerin ve gerçekliğin iç içe geçtiği bu yerde Kont Dracula’nın hayaletinin hala dolaştığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam :))

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekirdaginsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.