TÜRK KAHVESİ: LEZZET VE SOHBETİN SİMGESİ   Benim gibi kahve tiryakileri burada mı? Türk kahvesi , bizim mutfağımızın en önemli vazgeçilmez bir parçası olduğunu hepimiz biliyoruz. Yemen’den İstanbul’a Osmanlı imparatorluğuna kadar köklü bir geçmişe ve bir çok hikayelere rivayetlere konu olmuş. Peki nasıl  ‘’Bir kahvenin 40 yıl hatırı’’ oluyor. Kahve içtiğim dostlarımla kendimi 40 sene hatıra mı bağladım? Eyvah  Kahvenin geleneksel hikayesini Google amcadan öğrenirsiniz ben deyimin çıkış noktasıyla ve rivayetleriyle ilgileniyorum... Bir rivayete göre; 1800lü yıllarda Eminönü’nün yemiş iskelesinde Üsküdarlı kahveci bir bilge varmış. Her inanıştan insan mekanına gelir, hem onun sohbetini dinleyip nasihatlarını alır hem de kahvesinden içermiş.  Günlerden bir gün bu kahvehaneye bir yeniçeri gelir ve gelir gelmez herkese benden kahve ikram et ama içeride yalnız oturan Rum gemi kaptanını göstererek, ona verme der. Kahveci, yeniçerinin bu sözünü duymazdan gelerek, herkese yeniçerinin kahvesini ikram eder ve iki kahve daha yapıp Rum kaptanın yanında oturur. Bu duruma hiddetlenen yeniçeri, ‘’Ona vermeyeceksin demedim mi?’’ der. Kahveci, ‘’Bu senin değil benim ikramım’’ diyerek karşılık verir ve kaptanla muhabbet etmeye devam eder. Bu olayın üzerinden tam 40 yıl geçer. Sisam Adasında büyük bir Rum isyanı başlar. O zamanlar, Rumlar eline geçirdikleri insanları esir pazarında satmaktadırlar ve Üsküdarlı kahveci de bu insanlar arasındadır ve yaşlı bir Rum tarafından satın alınır. Adamın kendisini öldüreceğini düşünen kahveci, yaşlı Rum’un yüzüne bakar ve onun kendisine dostça baktığını görüp şaşırır. Yaşlı Rum kahveciyi serbst bırakır ve ona; ‘’Bana kırk yıl önce bir kahve ikram ettin ve ben, o kahveyi de seni de unutmadım der’’.... Ve böylelikle deyim günümüze kadar ulaşır. Kahve içtiğimiz dostlarımızla daha nice 40 yıllarımız olması dileği ile....