ELİFÇE
Köşe Yazarı
ELİFÇE
 

İKİ EZANLI ARALIK

İKİ EZANLI ARALIK İnsanlar genelde ölüm yıldönümünde anılırlar. Biz alışılagelmişin dışına çıkarak Sezai Kurt hocam ve Öğrencileri ile Namık Kemalin mezarını doğum gününde ziyaret ettik. Ne acı tesadüftür ki Namık Kemalin doğduğunda kulağına okunan ezanda Aralık ayındaymış öldüğünde verilen Sela da. 21 Aralık 1840 - 2 Aralık 1888 arasında geçen 48 yıllık ömre birbirinden değerli ve anlamlı eserler sığdırmış. Vatan Yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Kara Bela (oyunlar); İntibah, Cezmi (roman) ve daha sayabileceğim bir çok tarihi eseri bizlere miras olarak bırakmış. Ben yazdığı haliyle okumakta zorlanıyorum. Türkçe sözlükten yardım alarak anlayabiliyorum. Eminim birçoğumuz da öyledir. Ama yazılmış haliyle okuduğumda bile nasıl bir Vatan sevgisiyle dolu olduğunu hissedebiliyorum. Bildiğimiz üzere Namık Kemal 21 Aralık 1840 yılında Tekirdağ´da küçük bir evde doğmuş. Asıl adı Mehmed Kemal. Namık adını ona şair Eşref Paşa verdi. Babası, II. Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Bey. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşa´nın yanında, Rumeli ve Anadolu´nun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşında İstanbul´a babasının yanına döndü. 1863´te Babıali Tercüme Odası´na kâtip olarak girdi. Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünür ve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu. 1865´te kurulan ve daha sonra yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Bir yandan da Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu. Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyeti´nin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın nedeniyle 1867´de kapatıldı. 1868´de gene Fazıl Paşa´nın desteğiyle "Hürriyet" gazetesini çıkardı. Çeşitli anlaşmazlıklar yüzünden, Avrupa´da desteksiz kalınca, 1870´te zaptiye nazırı Hüsnü Paşa´nın çağrısıyla İstanbul´a döndü. Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872´de "İbret" gazetesini kiraladı. Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete 4 ay kapatıldı. İstanbul´dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı. Orada yazmaya başladığı "Vatan Yahut Silistre" oyunu, 1873´te Gedikpaşa Tiyatrosu´nda sahnelendi. Oyunu izleyenler galeyana gelip olay çıkardı. Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı. Bu kez kalebentlikle Magosa´ya sürgüne gönderildi. 1876´da I. Meşrutiyet´in ilanından sonra İstanbul´a döndü. Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-î Esasi´yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca Meclis-i Mebusan kapatıldı, Namık Kemal tutuklandı. Midilli Adası´na sürüldü. 1879´da Midilli mutasarrıfı oldu. Aynı görevle 1884´te Rodos, 1887´de Sakız Adası´na gönderildi. Ertesi yıl burada öldü ve vasiyeti üzerine Gelibolu´da Bolayır´da defnedildi... Türkiye´de maalesef çok fazla yazar evi bulunmuyor. Tekirdağ şanslı illerden biri. Nasıl İstanbul Aşiyan´da Tevfik Fikret´in evi, Heybeli Ada´da Hüseyin Rahmi´nin evi veya İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif´in Ankara´da Milli Mücadele yıllarında İstiklal Marşımızı yazdığı ev Tacettin Dergahı varsa bizimde Tekirdağ´da Namık Kemal evimiz var. 1992 yılında Vali Şenol Engin´in harekete geçmesiyle N.K evinin yapımına başlanmış. Kuruluşta bir çok kişinin desteği olmuş fakat en büyük desteği şuan hasta durumda olan Mehmet Serez göstermiş. Namık Kemal evinin donanımını Tekirdağlı halkımız üstlenmiş. Herkes ninesinden dedesinden hatıra kalmış en kıymetli eşyaları bağışlamış. Yani Tekirdağ halkı Namık Kemali ve evi benimsemiş. Bir Kent Müzesi olan evde Vatan Şairimizin yazdığı kitaplar, ona yazılan kitaplar, aile fotoğrafları, gezdiği görev aldığı mekanlarla ilgili krokiler, haritalar yer alıyor. Evle ilgili zaman zaman maddi sorunlar yaşanıyor her dernekte olduğu gibi. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Albayrak´ın maddi manevi desteklerinide unutmamak lazım tabi. Müze ev öğrenciler ile çok etkinlik yapıyor. Namık Kemal okuma günleri, tanıtım günleri yapılıyor. Şiirler yazıp okuyorlar kendi aralarında. Aynı zamanda sergi salonları da var. Sezai hoca öğrencileri ile birlikte Namık Kemali adeta tekrar tekrar yaşatıyor. Onlarla birlikte gazeteler ve kitaplar hazırlıyor. Hem okul hem ev olan N.K evini herzaman bizleri güler yüzle ve sıcacık ev ortamı gibi karşılayan Sezai hocam ve eşi Süreyya hanımı ziyaret edebilir tarihe tekrar yolculuğa çıkabilirsiniz. Ben gittim bol kahkahalı neşeli bir sohbet geçirdim hem Namık Kemali daha yakından tanıdım. Tekirdağ´ın gözbebeği Namık Kemal evini unutmayalım herzaman ziyaret edip hatırlayalım. Dipnot: Namık Kemalin doğum gününde Sezai hocamın davetiyle anma etkinliklerine katıldım. Kabrini ziyaret etme şansı buldum. Ve bir kez daha anladım ki Türkiye´de öğrenim gören öğrenciler çok sanslı. Biz Avrupa´da öğrenim görenler yabancı liderleri tanıyoruz. Ben Namık Kemali bu yaşımda tanıdım ve çok duygulandım. Ve yine Türkiye´de öğrenim gören öğrenciler çok şanslı; örnek alabilecekleri peşinden gidebilecekleri liderler yetişmiş. Vatan sevgisi ile yanıp tutuşan sürgün hayatı yaşayan bize değerler bırakan bir Şair yetişmiş ülkemizde. Onlara daha okul zamanlarından evde ailelerinden Vatan sevgisi aşılanıyor. Namık Kemalin yazdığı oyunları gururla sahnede canlandırabiliyorlar, övünebiliyorlar. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE....
Ekleme Tarihi: 19 Aralık 2021 - Pazar

İKİ EZANLI ARALIK

İKİ EZANLI ARALIK

İnsanlar genelde ölüm yıldönümünde anılırlar. Biz alışılagelmişin dışına çıkarak Sezai Kurt hocam ve Öğrencileri ile Namık Kemalin mezarını doğum gününde ziyaret ettik.
Ne acı tesadüftür ki Namık Kemalin doğduğunda kulağına okunan ezanda Aralık ayındaymış öldüğünde verilen Sela da.

21 Aralık 1840 - 2 Aralık 1888 arasında geçen 48 yıllık ömre birbirinden değerli ve anlamlı eserler sığdırmış. Vatan Yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Kara Bela (oyunlar); İntibah, Cezmi (roman) ve daha sayabileceğim bir çok tarihi eseri bizlere miras olarak bırakmış.
Ben yazdığı haliyle okumakta zorlanıyorum. Türkçe sözlükten yardım alarak anlayabiliyorum. Eminim birçoğumuz da öyledir.
Ama yazılmış haliyle okuduğumda bile nasıl bir Vatan sevgisiyle dolu olduğunu hissedebiliyorum.

Bildiğimiz üzere Namık Kemal 21 Aralık 1840 yılında Tekirdağ´da küçük bir evde doğmuş. Asıl adı Mehmed Kemal. Namık adını ona şair Eşref Paşa verdi. Babası, II. Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Bey. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşa´nın yanında, Rumeli ve Anadolu´nun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşında İstanbul´a babasının yanına döndü. 1863´te Babıali Tercüme Odası´na kâtip olarak girdi. Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünür ve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu. 1865´te kurulan ve daha sonra yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Bir yandan da Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu. Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyeti´nin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın nedeniyle 1867´de kapatıldı.
1868´de gene Fazıl Paşa´nın desteğiyle "Hürriyet" gazetesini çıkardı. Çeşitli anlaşmazlıklar yüzünden, Avrupa´da desteksiz kalınca, 1870´te zaptiye nazırı Hüsnü Paşa´nın çağrısıyla İstanbul´a döndü. Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872´de "İbret" gazetesini kiraladı. Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete 4 ay kapatıldı. İstanbul´dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı. Orada yazmaya başladığı "Vatan Yahut Silistre" oyunu, 1873´te Gedikpaşa Tiyatrosu´nda sahnelendi. Oyunu izleyenler galeyana gelip olay çıkardı. Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı. Bu kez kalebentlikle Magosa´ya sürgüne gönderildi.
1876´da I. Meşrutiyet´in ilanından sonra İstanbul´a döndü. Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-î Esasi´yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca Meclis-i Mebusan kapatıldı, Namık Kemal tutuklandı. Midilli Adası´na sürüldü. 1879´da Midilli mutasarrıfı oldu. Aynı görevle 1884´te Rodos, 1887´de Sakız Adası´na gönderildi. Ertesi yıl burada öldü ve vasiyeti üzerine Gelibolu´da Bolayır´da defnedildi...

Türkiye´de maalesef çok fazla yazar evi bulunmuyor. Tekirdağ şanslı illerden biri. Nasıl İstanbul Aşiyan´da Tevfik Fikret´in evi, Heybeli Ada´da Hüseyin Rahmi´nin evi veya İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif´in Ankara´da Milli Mücadele yıllarında İstiklal Marşımızı yazdığı ev Tacettin Dergahı varsa bizimde Tekirdağ´da Namık Kemal evimiz var.
1992 yılında Vali Şenol Engin´in harekete geçmesiyle N.K evinin yapımına başlanmış. Kuruluşta bir çok kişinin desteği olmuş fakat en büyük desteği şuan hasta durumda olan Mehmet Serez göstermiş.
Namık Kemal evinin donanımını Tekirdağlı halkımız üstlenmiş. Herkes ninesinden dedesinden hatıra kalmış en kıymetli eşyaları bağışlamış. Yani Tekirdağ halkı Namık Kemali ve evi benimsemiş.
Bir Kent Müzesi olan evde Vatan Şairimizin yazdığı kitaplar, ona yazılan kitaplar, aile fotoğrafları, gezdiği görev aldığı mekanlarla ilgili krokiler, haritalar yer alıyor.
Evle ilgili zaman zaman maddi sorunlar yaşanıyor her dernekte olduğu gibi.
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Albayrak´ın maddi manevi desteklerinide unutmamak lazım tabi.
Müze ev öğrenciler ile çok etkinlik yapıyor. Namık Kemal okuma günleri, tanıtım günleri yapılıyor. Şiirler yazıp okuyorlar kendi aralarında. Aynı zamanda sergi salonları da var. Sezai hoca öğrencileri ile birlikte Namık Kemali adeta tekrar tekrar yaşatıyor. Onlarla birlikte gazeteler ve kitaplar hazırlıyor.

Hem okul hem ev olan N.K evini herzaman bizleri güler yüzle ve sıcacık ev ortamı gibi karşılayan Sezai hocam ve eşi Süreyya hanımı ziyaret edebilir tarihe tekrar yolculuğa çıkabilirsiniz. Ben gittim bol kahkahalı neşeli bir sohbet geçirdim hem Namık Kemali daha yakından tanıdım. Tekirdağ´ın gözbebeği Namık Kemal evini unutmayalım herzaman ziyaret edip hatırlayalım.

Dipnot: Namık Kemalin doğum gününde Sezai hocamın davetiyle anma etkinliklerine katıldım. Kabrini ziyaret etme şansı buldum. Ve bir kez daha anladım ki Türkiye´de öğrenim gören öğrenciler çok sanslı. Biz Avrupa´da öğrenim görenler yabancı liderleri tanıyoruz. Ben Namık Kemali bu yaşımda tanıdım ve çok duygulandım. Ve yine Türkiye´de öğrenim gören öğrenciler çok şanslı; örnek alabilecekleri peşinden gidebilecekleri liderler yetişmiş. Vatan sevgisi ile yanıp tutuşan sürgün hayatı yaşayan bize değerler bırakan bir Şair yetişmiş ülkemizde. Onlara daha okul zamanlarından evde ailelerinden Vatan sevgisi aşılanıyor. Namık Kemalin yazdığı oyunları gururla sahnede canlandırabiliyorlar, övünebiliyorlar.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE....

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekirdaginsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.