SOSYOLOG ÖZLEM SEZGİN KILIÇÇI
Köşe Yazarı
SOSYOLOG ÖZLEM SEZGİN KILIÇÇI
 

ÇOCUĞUMLA KONUŞMAK

Dilbilimci George Lakoff, bahçesinde bir arkadaşı ile sohbet ederken ilginç bir düşünce deneyi geliştirir: İnsanlara tek bir soru soracak ve verdikleri yanıta bakarak muhafazakâr bir gelenekçi mi, yoksa yenilikçi mi olduklarını anlamaya çalışacaktır. Böyle bir soru gerçekten de var mıdır? Arkadaşı böyle bir soru bildiğini söyler. İnsanlara sormamız gereken soru şudur: “Eğer bebeğiniz ağlıyorsa, onu yattığı yerden alıp kucaklar mısınız?” Günümüz koşullarında ebeveynler olarak çok büyük bir koşuşturmanın içerisindeyiz. Bu özellikle kadınlar için daha fazla. Çünkü hem dışarıda hem evin içinde toplumsal öğretiyle yetiştiği için daha fazla sorumluluk almak zorunda. İş kadını olabilir ve bunu çok büyük bir başarıyla yerine getirebilir. Peki ya evdeki sorumluluklar? Evde de iyi bir aşçı, mükemmel bir anne ve derli toplu bir ev kadını olması gerekir. Erkekler biraz daha rahattır kadından bu anlamda. Çünkü geleneksel Türk aile yapısında erkeğin eve para getirmesi yeterlidir. Çocuk bakımı, evin düzeni vs onun sorumlulukları dışındadır. Tabii ki istisnalar vardır, herkes için söylemiyorum bunları. Çocuklar bu koşturmanın neresinde diye bir bakalım hep beraber… Kreş, anaokulu, ilköğretim, etüt… Onlar da ebeveynleri gibi bir telaş içerisindeler, üstelik anlamadıkları bir telaş.  En son ne zaman çocuklarınızla sohbet ettiniz? Onları hayalleri, sorunları, arkadaşlık ilişkileri hakkında ne zaman -sadece onlara ayırdığınız, yemekle, evle, çamaşırla, maçla, telefonla ilgilenmediğiniz zamanlardan bahsediyorum- dinlediniz? Bu yazı bir suçlama, hedef gösterme yazısı değil. Hayatın getirdikleriyle baş etme becerimizi geliştirirken, arada çocukları ihmal ediyoruz biz yetişkinler. Bunu farkına varmadan yapıyoruz çoğu zaman. Yoruluyoruz… Çok yoruluyoruz… Haklısınız…  Şöyle bir sahne düşünün: Çocuğunuzu yatırmış, üzerini örtüyorsunuz… Bir beş dakika uzanın yanına… “Bugün en çok neye güldün?” diye bir sorun. Ya da “Gece uyumadan önce ne düşünüyorsun?”. Ya da “Bugün seni şaşırtan bir şey oldu mu?”, “Musluklardan su yerine ne akmasını isterdin?”, “Sence ağaçlar bizi duyuyor mu?”, “Uyandığın zaman aklına gelen ilk şey nedir?”, “Arkadaşlarını bu kadar harika yapan nedir?”, “Enerjine hayranım, nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun?”. İsterseniz beraber kendi masalınızı oluşturabilirsiniz. Nasıl mı? Anlatayım hemen… Bir cümle siz söyleyeceksiniz, bir cümle çocuğunuz. Cümleler birbirini takip edecek ve size ait, sadece size özel bir masalınız olacak. Beraber hayal kurmanın o eşsiz özgürlüğünü yaşayacaksınız. Belki de içinizdeki çocuğu tekrar keşfedecek, bu oyundan en çok siz kârlı çıkacaksınız. Yanına uzanın ve dinleyin. Evin içinde nasıl bir mucizeyle yaşadığınızı fark edeceğiniz muhteşem anların tadını çıkarın. Bu soruları çeşitlendirebilirsiniz. Çocuğunuz ileride, ona aldığınız tabletten daha anlamlı olan bu sohbetleri hatırlayacaktır.  Sevgiyle…  
Ekleme Tarihi: 06 Haziran 2022 - Pazartesi

ÇOCUĞUMLA KONUŞMAK


Dilbilimci George Lakoff, bahçesinde bir arkadaşı ile sohbet ederken ilginç bir düşünce deneyi geliştirir: İnsanlara tek bir soru soracak ve verdikleri yanıta bakarak muhafazakâr bir gelenekçi mi, yoksa yenilikçi mi olduklarını anlamaya çalışacaktır. Böyle bir soru gerçekten de var mıdır? Arkadaşı böyle bir soru bildiğini söyler. İnsanlara sormamız gereken soru şudur: “Eğer bebeğiniz ağlıyorsa, onu yattığı yerden alıp kucaklar mısınız?”


Günümüz koşullarında ebeveynler olarak çok büyük bir koşuşturmanın içerisindeyiz. Bu özellikle kadınlar için daha fazla. Çünkü hem dışarıda hem evin içinde toplumsal öğretiyle yetiştiği için daha fazla sorumluluk almak zorunda. İş kadını olabilir ve bunu çok büyük bir başarıyla yerine getirebilir. Peki ya evdeki sorumluluklar? Evde de iyi bir aşçı, mükemmel bir anne ve derli toplu bir ev kadını olması gerekir. Erkekler biraz daha rahattır kadından bu anlamda. Çünkü geleneksel Türk aile yapısında erkeğin eve para getirmesi yeterlidir. Çocuk bakımı, evin düzeni vs onun sorumlulukları dışındadır. Tabii ki istisnalar vardır, herkes için söylemiyorum bunları.


Çocuklar bu koşturmanın neresinde diye bir bakalım hep beraber… Kreş, anaokulu, ilköğretim, etüt… Onlar da ebeveynleri gibi bir telaş içerisindeler, üstelik anlamadıkları bir telaş. 


En son ne zaman çocuklarınızla sohbet ettiniz? Onları hayalleri, sorunları, arkadaşlık ilişkileri hakkında ne zaman -sadece onlara ayırdığınız, yemekle, evle, çamaşırla, maçla, telefonla ilgilenmediğiniz zamanlardan bahsediyorum- dinlediniz?


Bu yazı bir suçlama, hedef gösterme yazısı değil. Hayatın getirdikleriyle baş etme becerimizi geliştirirken, arada çocukları ihmal ediyoruz biz yetişkinler. Bunu farkına varmadan yapıyoruz çoğu zaman. Yoruluyoruz… Çok yoruluyoruz… Haklısınız… 


Şöyle bir sahne düşünün: Çocuğunuzu yatırmış, üzerini örtüyorsunuz… Bir beş dakika uzanın yanına… “Bugün en çok neye güldün?” diye bir sorun. Ya da “Gece uyumadan önce ne düşünüyorsun?”. Ya da “Bugün seni şaşırtan bir şey oldu mu?”, “Musluklardan su yerine ne akmasını isterdin?”, “Sence ağaçlar bizi duyuyor mu?”, “Uyandığın zaman aklına gelen ilk şey nedir?”, “Arkadaşlarını bu kadar harika yapan nedir?”, “Enerjine hayranım, nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun?”.


İsterseniz beraber kendi masalınızı oluşturabilirsiniz. Nasıl mı? Anlatayım hemen…

Bir cümle siz söyleyeceksiniz, bir cümle çocuğunuz. Cümleler birbirini takip edecek ve size ait, sadece size özel bir masalınız olacak. Beraber hayal kurmanın o eşsiz özgürlüğünü yaşayacaksınız. Belki de içinizdeki çocuğu tekrar keşfedecek, bu oyundan en çok siz kârlı çıkacaksınız.


Yanına uzanın ve dinleyin. Evin içinde nasıl bir mucizeyle yaşadığınızı fark edeceğiniz muhteşem anların tadını çıkarın.
Bu soruları çeşitlendirebilirsiniz. Çocuğunuz ileride, ona aldığınız tabletten daha anlamlı olan bu sohbetleri hatırlayacaktır. 


Sevgiyle…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekirdaginsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.