SOSYOLOG ÖZLEM SEZGİN KILIÇÇI
Köşe Yazarı
SOSYOLOG ÖZLEM SEZGİN KILIÇÇI
 

ÇOCUK İSTİSMARI

ÇOCUK İSTİSMARI   Çocuklukta istismar yüzyıllardır bilinen bir konu olmasıyla birlikte son yıllarda çocuk istismarında bir artış söz konusudur. Çocuğa yönelik kötü muamele ya da çocuk istismarı insanlık tarihi kadar eski, bir o kadar bilinen ancak ortaya çıkarılan sayısı kadar çıkarılmayanları da olan, sosyal ve tıbbi bir sorundur.   Çocuklara yönelik cinsel istismar toplum tarafından tabu olarak görüldüğü için ve genellikle çocuğa en yakını tarafından yineleyen tarzda yapılıyor olması, bu nedenle de dile getirilmesi ve açığa çıkarılması zor olduğundan tedavi edilmesi en zor olan travma şeklidir. Dünya Sağlık Örgütü’nce “çocuğun sağlığını, fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir yetişkin, toplum veya ülkesi tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan davranışlar” çocuk istismarı olarak kabul edilmektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesinin 1. Maddesine göre “Daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır.” Çocukluk yaşamın temel bir aşamasıdır ve etkisi tüm yaşam boyu devam eder. Uluslararası Çocuk Hakları Komisyonu (ICRC) çocuğu, 18 yaşını doldurmamış, haklara sahip bir birey olarak tanımlamakta ve tanım kapsamına gençleri de almaktadır.   İstismar birçok kötü davranışı kapsamaktadır. Kelime hukuki bir anlamda kullanıldığı zaman tehdit edici, rahatsızlık veren ve toplum tarafından tasvip edilmeyen davranışları kasteder. İfade özgürlüğünü destekleyen toplumlar da, sadece ısrarla tekrarlanan ve doğru olmayan ifadeler hukuki anlamda istismar sayılır.   Çocuk istismarı sebeplerinin arasında aile içi şiddet ve mutsuz evlilik, sosyoekonomik durumun düşük olması, üvey anne baba, geleneksel aile yapısında fiziksel cezanın kabulü gibi nedenleri sıralanabilir. Anne-babalarda ilaç veya alkol bağımlılığı ile psikotik sorunların varlığı ise istismar riskini artırmaktadır. İstismarcı anne-babalar genellikle kendi kişisel memnuniyetini çocuğununkinden üstün tutan, çocuğu gereksinimlerini karşılayacak bir araç yerine koyan, çocukla ilgili gerçekçi olmayan beklentileri olan, katı, duygularını kontrol edemeyen kişilik yapısındadır.   Çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyen her türlü davranış “çocuk istismarı” olarak tanımlanabilir. İstismar davranışı fiziksel, cinsel, duygusal istismar ve ihmal şeklinde görülebilir.  Çocuk istismarı dört temel grupta incelenir:  ⦁ Fiziksel istismar,  ⦁ Cinsel istismar,  ⦁ Duygusal istismar,  ⦁ İhmal.   1. Fiziksel istismar “Çocuğun kaza dışı yaralanması” olarak tanımlanabilir. Bir tokat veya kesici ve dürtücü objelerin kullanılmasıyla çocuğun cezalandırılma şeklidir. Fiziksel istismar için çok sayıda tanım olmasına karşın hepsinin ortak noktası; çocuğun sağlığını olumsuz etkilen ve vücutta iz bırakan lezyonların ve yaralanmaların bulunmasıdır   2.Tanımı nedir cinsel istismarın? Fiziksel, entelektüel veya duygusal olarak, yani gelişimsel olarak tam olgunlaşmamış çocuk ya da ergenin, anlamını tam olarak kavrayamadığı cinsel etkinliklere katılmasıdır. Yani, çocuğun bir yetişkin tarafından, cinsel uyarı ve doyum için kullanılması, fuhuşa zorlanması, pornografi gibi suçlarda cinsel obje olarak kullanılması, özel bölgeye dokunma, teşhircilik, ırza geçmeye kadar çok geniş yelpazedeki tüm davranışları kapsamaktadır. Cinsel İstismarın yaşlara göre dağılım: 0-3 yaş: %10, 4-7 yaş: %30, 8-11 yaş: %25, 12 yaş ve üstü: %35, cinsiyete göre dağılım, Erkek/Kız: 1/3 olduğu düşünülmektedir. İstismarcının %96'sı erkek ve %80'i çocuğu tanıyan biri. Adalet Bakanlığının verilerine göre, 2021 yılındaki 20 bin 459 dosya 'çocuğa karşı cinsel istismar' suçu. TÜİK rakamlarına göre de 2021 yılında 117'si 15 yaşından küçük 7 bin 190 çocuk doğum yaptı. Adalet Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2017 yılından bu yana istismar verilerini kamuoyu ile paylaşmıyor.     3. Gündelik hayatta en sık rastlanılan duygusal istismarsa, çocuk ve gençlerin, kendilerini etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalarak ya da gereksindikleri ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakılarak toplumsal ve bilişsel standartlara göre psikolojik hasara uğratılmaları durumudur.  Duygusal istismar; ilgi/şefkat göstermeme, aşağılama, devamlı eleştiri, kıskançlık, reddetme ve mağdurun da duygulanmaya hakkı olduğunun inkârıdır. Bu bazen tamamen sözel olabilir ve çocuğa sürekli olarak kendisinden nefret edildiği, çirkin olduğu, sevgisiz, aptal olduğu veya aileye yük olduğu ima edilebilir. Duygusal istismara neden olan davranışlar daha çok çocuk ve ergenin yakın çevresinde onunla ilişkili olan yetişkin kişiler tarafından gösterilir. Bu davranışlar aşağıdaki biçimde sıralanmaktadır: 1. Reddetme, 2. Aşağılama, 3. Yalnız bırakma, yalıtma, ayırma, 4. Korkutma, yıldırma, tehdit etme, 5. Suça yöneltme, 6. Duygusal bakımdan ihtiyaçlarını karşılamama. Bundan başka “sık eleştirme”, çocuk ve ergenden “yaşının üstünde sorumluluk bekleme”, “kardeşler arasından ayırım yapma”, “değer vermeme, önemsememe, küçük düşürme”, “alaylı konuşma”, “lakap takma”, “aşırı baskı ve otorite kurma” da duygusal ezim yaratan başlıca yetişkin ve ana-baba davranışları arasında sayılabilir.   4. İhmal ise, çocuğun beslenme, barınma, giyim, sağlık, eğitim, korunma, gözetim, güven, dokunulma, kendini değerli hissetme, toplumsallaşma, uyarılma gibi temel gereksinimlerinin onun bakımını üstlenenler tarafından karşılanmamasıdır. İstismar ile ihmali birbirinden ayıran en temel nokta istismarın aktif, ihmalin ise pasif bir olgu olmasıdır.   Çocuk ihmali türleri:   1.Fiziksel ihmal 2.Tıbbi ihmal 3.Eğitime yönelik ihmal 4.Duygusal ihmal   Bu tip ortamlarda yetişen çocukların özsaygılarının düşük olduğu ve genelde çevrelerine düşmanca davrandıkları görülmektedir. Özgüvende azalma, saldırganlık, ilişki kurmada zorlanma, uyumsuzluk, suça yatkınlık, depresyon sıktır. İhmal, uzun dönemde fonksiyonel geriliğe, duygusal rahatsızlığa (ruhsal/psikolojik rahatsızlık), gençlerde suç işlemeye (çocuk suçluluğu) ve yetişkinlerde suç işlemeye yol açar. İhmal edilmiş çocuklar, çoğunlukla ileride kendi ailelerine bakmakta yetersiz yetişkinler haline gelirler.   İhmal çocukların bedeninden çok zihninde ve ruhunda yaralar açar. Beden yaraları iyileşse bile zihinsel ve duygusal yaraların izi yaşam boyu sürer. Davranış sorunları, uyumsuzluk, kişilik bozuklukları, suça yönelme gelişebilir.     Kaynaklar:  https://www.kriminoloji.com/Cocuk_istismari_ihmali_psikolojik_sosyal_etkileri-Erol_Tutar.htm TÜİK
Ekleme Tarihi: 11 Ağustos 2023 - Cuma

ÇOCUK İSTİSMARI

ÇOCUK İSTİSMARI
 
Çocuklukta istismar yüzyıllardır bilinen bir konu olmasıyla birlikte son yıllarda çocuk istismarında bir artış söz konusudur. Çocuğa yönelik kötü muamele ya da çocuk istismarı insanlık tarihi kadar eski, bir o kadar bilinen ancak ortaya çıkarılan sayısı kadar çıkarılmayanları da olan, sosyal ve tıbbi bir sorundur.
 
Çocuklara yönelik cinsel istismar toplum tarafından tabu olarak görüldüğü için ve genellikle çocuğa en yakını tarafından yineleyen tarzda yapılıyor olması, bu nedenle de dile getirilmesi ve açığa çıkarılması zor olduğundan tedavi edilmesi en zor olan travma şeklidir.
Dünya Sağlık Örgütü’nce “çocuğun sağlığını, fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir yetişkin, toplum veya ülkesi tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan davranışlar” çocuk istismarı olarak kabul edilmektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesinin 1. Maddesine göre “Daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır.” Çocukluk yaşamın temel bir aşamasıdır ve etkisi tüm yaşam boyu devam eder. Uluslararası Çocuk Hakları Komisyonu (ICRC) çocuğu, 18 yaşını doldurmamış, haklara sahip bir birey olarak tanımlamakta ve tanım kapsamına gençleri de almaktadır.
 
İstismar birçok kötü davranışı kapsamaktadır. Kelime hukuki bir anlamda kullanıldığı zaman tehdit edici, rahatsızlık veren ve toplum tarafından tasvip edilmeyen davranışları kasteder. İfade özgürlüğünü destekleyen toplumlar da, sadece ısrarla tekrarlanan ve doğru olmayan ifadeler hukuki anlamda istismar sayılır.
 
Çocuk istismarı sebeplerinin arasında aile içi şiddet ve mutsuz evlilik, sosyoekonomik durumun düşük olması, üvey anne baba, geleneksel aile yapısında fiziksel cezanın kabulü gibi nedenleri sıralanabilir. Anne-babalarda ilaç veya alkol bağımlılığı ile psikotik sorunların varlığı ise istismar riskini artırmaktadır. İstismarcı anne-babalar genellikle kendi kişisel memnuniyetini çocuğununkinden üstün tutan, çocuğu gereksinimlerini karşılayacak bir araç yerine koyan, çocukla ilgili gerçekçi olmayan beklentileri olan, katı, duygularını kontrol edemeyen kişilik yapısındadır.
 
Çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyen her türlü davranış “çocuk istismarı” olarak tanımlanabilir. İstismar davranışı fiziksel, cinsel, duygusal istismar ve ihmal şeklinde görülebilir. 
Çocuk istismarı dört temel grupta incelenir: 
⦁ Fiziksel istismar, 
⦁ Cinsel istismar, 
⦁ Duygusal istismar, 
⦁ İhmal.
 
1. Fiziksel istismar “Çocuğun kaza dışı yaralanması” olarak tanımlanabilir. Bir tokat veya kesici ve dürtücü objelerin kullanılmasıyla çocuğun cezalandırılma şeklidir. Fiziksel istismar için çok sayıda tanım olmasına karşın hepsinin ortak noktası; çocuğun sağlığını olumsuz etkilen ve vücutta iz bırakan lezyonların ve yaralanmaların bulunmasıdır
 
2.Tanımı nedir cinsel istismarın?
Fiziksel, entelektüel veya duygusal olarak, yani gelişimsel olarak tam olgunlaşmamış çocuk ya da ergenin, anlamını tam olarak kavrayamadığı cinsel etkinliklere katılmasıdır. Yani, çocuğun bir yetişkin tarafından, cinsel uyarı ve doyum için kullanılması, fuhuşa zorlanması, pornografi gibi suçlarda cinsel obje olarak kullanılması, özel bölgeye dokunma, teşhircilik, ırza geçmeye kadar çok geniş yelpazedeki tüm davranışları kapsamaktadır.
Cinsel İstismarın yaşlara göre dağılım: 0-3 yaş: %10, 4-7 yaş: %30, 8-11 yaş: %25, 12 yaş ve üstü: %35, cinsiyete göre dağılım, Erkek/Kız: 1/3 olduğu düşünülmektedir. İstismarcının %96'sı erkek ve %80'i çocuğu tanıyan biri.
Adalet Bakanlığının verilerine göre, 2021 yılındaki 20 bin 459 dosya 'çocuğa karşı cinsel istismar' suçu. TÜİK rakamlarına göre de 2021 yılında 117'si 15 yaşından küçük 7 bin 190 çocuk doğum yaptı. Adalet Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2017 yılından bu yana istismar verilerini kamuoyu ile paylaşmıyor.
 
 
3. Gündelik hayatta en sık rastlanılan duygusal istismarsa, çocuk ve gençlerin, kendilerini etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalarak ya da gereksindikleri ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakılarak toplumsal ve bilişsel standartlara göre psikolojik hasara uğratılmaları durumudur. 
Duygusal istismar; ilgi/şefkat göstermeme, aşağılama, devamlı eleştiri, kıskançlık, reddetme ve mağdurun da duygulanmaya hakkı olduğunun inkârıdır. Bu bazen tamamen sözel olabilir ve çocuğa sürekli olarak kendisinden nefret edildiği, çirkin olduğu, sevgisiz, aptal olduğu veya aileye yük olduğu ima edilebilir.
Duygusal istismara neden olan davranışlar daha çok çocuk ve ergenin yakın çevresinde onunla ilişkili olan yetişkin kişiler tarafından gösterilir. Bu davranışlar aşağıdaki biçimde sıralanmaktadır: 1. Reddetme, 2. Aşağılama, 3. Yalnız bırakma, yalıtma, ayırma, 4. Korkutma, yıldırma, tehdit etme, 5. Suça yöneltme, 6. Duygusal bakımdan ihtiyaçlarını karşılamama. Bundan başka “sık eleştirme”, çocuk ve ergenden “yaşının üstünde sorumluluk bekleme”, “kardeşler arasından ayırım yapma”, “değer vermeme, önemsememe, küçük düşürme”, “alaylı konuşma”, “lakap takma”, “aşırı baskı ve otorite kurma” da duygusal ezim yaratan başlıca yetişkin ve ana-baba davranışları arasında sayılabilir.
 
4. İhmal ise, çocuğun beslenme, barınma, giyim, sağlık, eğitim, korunma, gözetim, güven, dokunulma, kendini değerli hissetme, toplumsallaşma, uyarılma gibi temel gereksinimlerinin onun bakımını üstlenenler tarafından karşılanmamasıdır.
İstismar ile ihmali birbirinden ayıran en temel nokta istismarın aktif, ihmalin ise pasif bir olgu olmasıdır.
 
Çocuk ihmali türleri:
 
1.Fiziksel ihmal
2.Tıbbi ihmal
3.Eğitime yönelik ihmal
4.Duygusal ihmal
 
Bu tip ortamlarda yetişen çocukların özsaygılarının düşük olduğu ve genelde çevrelerine düşmanca davrandıkları görülmektedir. Özgüvende azalma, saldırganlık, ilişki kurmada zorlanma, uyumsuzluk, suça yatkınlık, depresyon sıktır.
İhmal, uzun dönemde fonksiyonel geriliğe, duygusal rahatsızlığa (ruhsal/psikolojik rahatsızlık), gençlerde suç işlemeye (çocuk suçluluğu) ve yetişkinlerde suç işlemeye yol açar. İhmal edilmiş çocuklar, çoğunlukla ileride kendi ailelerine bakmakta yetersiz yetişkinler haline gelirler.
 
İhmal çocukların bedeninden çok zihninde ve ruhunda yaralar açar. Beden yaraları iyileşse bile zihinsel ve duygusal yaraların izi yaşam boyu sürer. Davranış sorunları, uyumsuzluk, kişilik bozuklukları, suça yönelme gelişebilir.
 
 
Kaynaklar: 
https://www.kriminoloji.com/Cocuk_istismari_ihmali_psikolojik_sosyal_etkileri-Erol_Tutar.htm
TÜİK
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekirdaginsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.